kusadasında nereye gidilir? Neler Yapılır?

Kusadasi Tatilevi
Kusadasi Tatilevi
kusadasında nereye gidilir? Neler Yapılır?

Gezilecek yerler

Neopolis (Yılancı Burnu) Güvercinada’nın güneyinde, denize uzanan ikinci bir yarımadadır, Antik çağlarda Ionlar tarafından kurulan Kuşadası’nın ilk yerleşim yerlerinden biridir. Halen deniz altında antik kent kalıntıları mevcuttur.
8 lokal ang nagrerekomenda
Yılancı Burnu
Yılancı Burnu Mevkii
8 lokal ang nagrerekomenda
Neopolis (Yılancı Burnu) Güvercinada’nın güneyinde, denize uzanan ikinci bir yarımadadır, Antik çağlarda Ionlar tarafından kurulan Kuşadası’nın ilk yerleşim yerlerinden biridir. Halen deniz altında antik kent kalıntıları mevcuttur.
Anaia (Kadıkalesi) Kuşadası şehir merkezinden 8 km uzaklıktaki Kadı Kalesi Anaia yerleşimi; Ege deniz ticaretinde çok önemli bir role sahip olan Samos Boğazı’nı denetleyecek bir noktaya kurulmuştur. Kadı Kalesi/Anaia Höyüğü Prehistorik dönemden Osmanlı’ya kadar çok uzun bir zaman aralığında iskan görmüştür. Kazılar sırasında ele geçen çanak çömlek buluntuları buradaki ilk yerleşimin günümüzden yaklaşık 6000 yıl önceye kadar gittiğini göstermektedir. 12.yy‘a ait kalenin içinde ilk kez 2005 yılında ortaya çıkarılmaya başlayan bir kilise-manastır kompleksi, görkemli boyutları ve benzersiz alt yapısıyla Anaia’nın Bizans dönemindeki önemini göstermektedir. Kadı Kalesi / Anaia Höyüğü’ndeki bilimsel kazılar Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ve Kuşadası Belediyesi’nin destekleri ile 2001 yılından bu yana Ege Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden bir ekip tarafından özveriyle sürdürülmektedir.
Kadıkalesi Mahallesi
Anaia (Kadıkalesi) Kuşadası şehir merkezinden 8 km uzaklıktaki Kadı Kalesi Anaia yerleşimi; Ege deniz ticaretinde çok önemli bir role sahip olan Samos Boğazı’nı denetleyecek bir noktaya kurulmuştur. Kadı Kalesi/Anaia Höyüğü Prehistorik dönemden Osmanlı’ya kadar çok uzun bir zaman aralığında iskan görmüştür. Kazılar sırasında ele geçen çanak çömlek buluntuları buradaki ilk yerleşimin günümüzden yaklaşık 6000 yıl önceye kadar gittiğini göstermektedir. 12.yy‘a ait kalenin içinde ilk kez 2005 yılında ortaya çıkarılmaya başlayan bir kilise-manastır kompleksi, görkemli boyutları ve benzersiz alt yapısıyla Anaia’nın Bizans dönemindeki önemini göstermektedir. Kadı Kalesi / Anaia Höyüğü’ndeki bilimsel kazılar Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ve Kuşadası Belediyesi’nin destekleri ile 2001 yılından bu yana Ege Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden bir ekip tarafından özveriyle sürdürülmektedir.
Güvercinada Güvercinada, bir mendirek ile Kuşadası’na bağlanmış. Genovalılar için stratejik açıdan büyük bir öneme sahip olan Güvercinada’sı, Osmanlılar döneminde Mora isyanına karşı, adalardan gelebilecek saldırıları önlemek amacıyla kullanılmıştır. Güvercinada üzerinde Güvercinada Kalesi adında bir kaleye de ev sahipliği yapıyor. Tarihi Bizanslılar dönemine uzanan kale, Osmanlılar döneminde adanın yenilenmesi sırasında son şeklini almıştır. Güvercinada, o dönemlerde korsanlara karşı bir karakol vazifesi de görmüş ve bu nedenle de ‘Korsan Kalesi’ olarak anılmış. Güvercin Adası’nın en yüksek noktasında bulunan kule, muhafızların çevreyi gözetlemesi için kullanılmıştır. Kale dışında bir de su sarnıcı bulunan Güvercinada’da günümüzde geniş bir çevre düzenlemesi yapılarak, adanın içinde kafeterya ve restoran hizmete açılmış durumdadır. Kuşadası’nın değerlerine ayrı bir güzellik katan Güvercinada, geceleri ışıklandırılıyor ve büyüleyici bir manzara ile kentimizi süslemeye devam ediyor.
16 lokal ang nagrerekomenda
Kus Island
16 lokal ang nagrerekomenda
Güvercinada Güvercinada, bir mendirek ile Kuşadası’na bağlanmış. Genovalılar için stratejik açıdan büyük bir öneme sahip olan Güvercinada’sı, Osmanlılar döneminde Mora isyanına karşı, adalardan gelebilecek saldırıları önlemek amacıyla kullanılmıştır. Güvercinada üzerinde Güvercinada Kalesi adında bir kaleye de ev sahipliği yapıyor. Tarihi Bizanslılar dönemine uzanan kale, Osmanlılar döneminde adanın yenilenmesi sırasında son şeklini almıştır. Güvercinada, o dönemlerde korsanlara karşı bir karakol vazifesi de görmüş ve bu nedenle de ‘Korsan Kalesi’ olarak anılmış. Güvercin Adası’nın en yüksek noktasında bulunan kule, muhafızların çevreyi gözetlemesi için kullanılmıştır. Kale dışında bir de su sarnıcı bulunan Güvercinada’da günümüzde geniş bir çevre düzenlemesi yapılarak, adanın içinde kafeterya ve restoran hizmete açılmış durumdadır. Kuşadası’nın değerlerine ayrı bir güzellik katan Güvercinada, geceleri ışıklandırılıyor ve büyüleyici bir manzara ile kentimizi süslemeye devam ediyor.
Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı Kuşadası İskelesi yakınındadır. 1618 yılında Sadrazam Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kurşunlu Han, yani Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı önce kale olarak yaptırılmış, daha sonra han olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kalın ve yüksek duvarların çevrelediği dikdörtgen avlunun etrafında iki katlı, revaklı kapalı mekan vardır. Moloz taş ve devşirme taş malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Küçük bir iç kale görünümünde olan kervansaray, en üst kısmı üçgen uçlu, sivri dendanelidir. Geniş avlu etrafında sıralanmış odalar vardır. Çeşitli dönemlerde restorasyon görmüş ve sağlam durumdadır. Kuzeybatı ve güneydoğudaki köşelerde arkadan üst kata çıkan iki merdiveni bulunmaktadır. Kervansaray’ın girişi kuzeyde olup, mermer kapı boşluğu kemerle örülmüştür.
8 lokal ang nagrerekomenda
Öküz Mehmed Pasha Caravanserai
8 lokal ang nagrerekomenda
Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı Kuşadası İskelesi yakınındadır. 1618 yılında Sadrazam Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kurşunlu Han, yani Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı önce kale olarak yaptırılmış, daha sonra han olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kalın ve yüksek duvarların çevrelediği dikdörtgen avlunun etrafında iki katlı, revaklı kapalı mekan vardır. Moloz taş ve devşirme taş malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Küçük bir iç kale görünümünde olan kervansaray, en üst kısmı üçgen uçlu, sivri dendanelidir. Geniş avlu etrafında sıralanmış odalar vardır. Çeşitli dönemlerde restorasyon görmüş ve sağlam durumdadır. Kuzeybatı ve güneydoğudaki köşelerde arkadan üst kata çıkan iki merdiveni bulunmaktadır. Kervansaray’ın girişi kuzeyde olup, mermer kapı boşluğu kemerle örülmüştür.
Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı Kuşadası İskelesi yakınındadır. 1618 yılında Sadrazam Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kurşunlu Han, yani Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı önce kale olarak yaptırılmış, daha sonra han olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kalın ve yüksek duvarların çevrelediği dikdörtgen avlunun etrafında iki katlı, revaklı kapalı mekan vardır. Moloz taş ve devşirme taş malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Küçük bir iç kale görünümünde olan kervansaray, en üst kısmı üçgen uçlu, sivri dendanelidir. Geniş avlu etrafında sıralanmış odalar vardır. Çeşitli dönemlerde restorasyon görmüş ve sağlam durumdadır. Kuzeybatı ve güneydoğudaki köşelerde arkadan üst kata çıkan iki merdiveni bulunmaktadır. Kervansaray’ın girişi kuzeyde olup, mermer kapı boşluğu kemerle örülmüştür.
Kale Kapısı
No:101 Atatürk Bulvarı
Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı Kuşadası İskelesi yakınındadır. 1618 yılında Sadrazam Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kurşunlu Han, yani Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı önce kale olarak yaptırılmış, daha sonra han olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kalın ve yüksek duvarların çevrelediği dikdörtgen avlunun etrafında iki katlı, revaklı kapalı mekan vardır. Moloz taş ve devşirme taş malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Küçük bir iç kale görünümünde olan kervansaray, en üst kısmı üçgen uçlu, sivri dendanelidir. Geniş avlu etrafında sıralanmış odalar vardır. Çeşitli dönemlerde restorasyon görmüş ve sağlam durumdadır. Kuzeybatı ve güneydoğudaki köşelerde arkadan üst kata çıkan iki merdiveni bulunmaktadır. Kervansaray’ın girişi kuzeyde olup, mermer kapı boşluğu kemerle örülmüştür.
Çalıkuşu Kültür Evi Yıldırım Caddesi’nde yer alan yapı, Kuşadalılar tarafından Yazar Reşat Nuri Güntekin’in ünlü “Çalıkuşu” romanının kahramanı “Feride Öğretmen”in kaldığı ev olarak bilinir. Osmanlı Dönemi Kuşadası evlerinin en güzel örneklerinden biri olan yapı, 2008 yılında restore edilerek günümüzde kültür evi olarak kullanılmaktadır. Bina, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nca 1987 yılında tescillenmiştir.
Kuşadası Belediyesi Çalıkuşu Kültür Evi
Yıldırım Caddesi
Çalıkuşu Kültür Evi Yıldırım Caddesi’nde yer alan yapı, Kuşadalılar tarafından Yazar Reşat Nuri Güntekin’in ünlü “Çalıkuşu” romanının kahramanı “Feride Öğretmen”in kaldığı ev olarak bilinir. Osmanlı Dönemi Kuşadası evlerinin en güzel örneklerinden biri olan yapı, 2008 yılında restore edilerek günümüzde kültür evi olarak kullanılmaktadır. Bina, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nca 1987 yılında tescillenmiştir.
Çalıkuşu Kültür Evi Yıldırım Caddesi’nde yer alan yapı, Kuşadalılar tarafından Yazar Reşat Nuri Güntekin’in ünlü “Çalıkuşu” romanının kahramanı “Feride Öğretmen”in kaldığı ev olarak bilinir. Osmanlı Dönemi Kuşadası evlerinin en güzel örneklerinden biri olan yapı, 2008 yılında restore edilerek günümüzde kültür evi olarak kullanılmaktadır. Bina, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nca 1987 yılında tescillenmiştir.
Bülent Ecevit Parkı ,Arya Güvercinli park
Çalıkuşu Kültür Evi Yıldırım Caddesi’nde yer alan yapı, Kuşadalılar tarafından Yazar Reşat Nuri Güntekin’in ünlü “Çalıkuşu” romanının kahramanı “Feride Öğretmen”in kaldığı ev olarak bilinir. Osmanlı Dönemi Kuşadası evlerinin en güzel örneklerinden biri olan yapı, 2008 yılında restore edilerek günümüzde kültür evi olarak kullanılmaktadır. Bina, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nca 1987 yılında tescillenmiştir.
Gazi Beğendi Tepesi En güzel şehir manzaraları arasında olan Gazi Beğendi Tesisimize sizleri bekliyoruz. Açık ve kapalı alan olmak üzere 2 kısıma ayrılan tesisimizde çocuk oyun parkı da bulunmaktadır. Kafemiz 08:00 ile 00:00 saatleri arasında açıktır. Zengin menü içeriğine sahip olan Gazi Beğendi Tesisimizi ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Gazi Beğendi Sokak
Gazi Beğendi Sokak
Gazi Beğendi Tepesi En güzel şehir manzaraları arasında olan Gazi Beğendi Tesisimize sizleri bekliyoruz. Açık ve kapalı alan olmak üzere 2 kısıma ayrılan tesisimizde çocuk oyun parkı da bulunmaktadır. Kafemiz 08:00 ile 00:00 saatleri arasında açıktır. Zengin menü içeriğine sahip olan Gazi Beğendi Tesisimizi ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Gazi Beğendi Tepesi En güzel şehir manzaraları arasında olan Gazi Beğendi Tesisimize sizleri bekliyoruz. Açık ve kapalı alan olmak üzere 2 kısıma ayrılan tesisimizde çocuk oyun parkı da bulunmaktadır. Kafemiz 08:00 ile 00:00 saatleri arasında açıktır. Zengin menü içeriğine sahip olan Gazi Beğendi Tesisimizi ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
6 lokal ang nagrerekomenda
Barlar Sokak
Barlar Sokak
6 lokal ang nagrerekomenda
Gazi Beğendi Tepesi En güzel şehir manzaraları arasında olan Gazi Beğendi Tesisimize sizleri bekliyoruz. Açık ve kapalı alan olmak üzere 2 kısıma ayrılan tesisimizde çocuk oyun parkı da bulunmaktadır. Kafemiz 08:00 ile 00:00 saatleri arasında açıktır. Zengin menü içeriğine sahip olan Gazi Beğendi Tesisimizi ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Ayasuluk (Aziz Yohannes Bazilikası) İzmir İli, Selçuk İlçe merkezinde yer alan ve uzun yıllar Efes Antik Kenti’nin son kurulduğu yer olarak bilinen Ayasuluk Tepesi’nde 1990 yılından sonra yapılan kazılar Efes’in tarihini tamamen değiştirmiştir. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanlı kolonistler tarafından kurulduğu varsayılan Efes’in çok daha önce Neolitik Çağ’da (M.Ö. 7000) var olduğu ve Ayasuluk Tepesi’nin Orta Tunç Çağ’dan (M.Ö. 2000) sonra İlk Efes yerleşmelerinden biri ve en önemlisi olduğu anlaşılmıştır. Hitit İmparatorluk Dönemi’nde Batı Anadolu’da Hititlere yarı bağımlı Arzawa-Mira Krallığı’nın başkenti olan APASAS’ın Ayasuluk Tepesi olduğu kabul görmektedir. M.Ö. 1900-560 yılları arasında Efes çevresindeki en önemli yerleşim yeri Ayasuluk Tepesi’ndeki kent veya kaledir. Çünkü Efes çevresinde bu döneme ilişkin buluntular şimdilik yoğun olarak Ayasuluk Tepesi ve bu yerleşmeye bağlı kült yeri olan Artemis Tapınağı’nda ortaya çıkmıştır. Lydia Kralı Kroisos Efes’i alıncaya kadar (M.Ö. 560) anakent konumundaki Ayasuluk Tepesi’ndeki yerleşme, Kroisos’un zorlamasıyla Artemis Tapınağı çevresindeki yeni yerine taşınmıştır. “II. Efes” olarak tanımlanan kent, şimdilik yüzeyden en az 4.00 m. derinde kazılmayı beklemektedir. M.Ö. 4. yüzyılda limanın dolmasıyla kent tekrar yer değiştirmiştir. Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında yeniden kurulan Helenistik Dönem kenti (III. Efes), Roma Çağı’nda Asia Eyaleti’nin başkenti olmuştur. Bu dönemde Ayasuluk Tepesi’nde Efes’in kuzey ve doğu bölgelerini kontrol eden askeri amaçlı bir kalenin varlığı, İç Kale çevresinde yapılan kazılarda bulunan sur duvarları ile netlik kazanmıştır. III. Efes, Geç Antik Çağ’da gerileme sürecine girmiş ve M.S. 7. yüzyılda limanın kullanılmaz hale gelmesiyle tekrar yer değiştirmiştir. IV. Efes, eski yeri olan Ayasuluk Tepesi’ne (I.Efes) taşınmıştır. Çünkü Ayasuluk Tepesi Hz. İsa’nın en sevdiği havarisi ve İncil yazarı Aziz Yuhanna-Yahya (St. Jean) Mezarı üzerine inşa edilen Hac Kilisesi ile yeniden önem kazanmıştır.
Basilica Of Saint John
St. Jean Caddesi
Ayasuluk (Aziz Yohannes Bazilikası) İzmir İli, Selçuk İlçe merkezinde yer alan ve uzun yıllar Efes Antik Kenti’nin son kurulduğu yer olarak bilinen Ayasuluk Tepesi’nde 1990 yılından sonra yapılan kazılar Efes’in tarihini tamamen değiştirmiştir. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanlı kolonistler tarafından kurulduğu varsayılan Efes’in çok daha önce Neolitik Çağ’da (M.Ö. 7000) var olduğu ve Ayasuluk Tepesi’nin Orta Tunç Çağ’dan (M.Ö. 2000) sonra İlk Efes yerleşmelerinden biri ve en önemlisi olduğu anlaşılmıştır. Hitit İmparatorluk Dönemi’nde Batı Anadolu’da Hititlere yarı bağımlı Arzawa-Mira Krallığı’nın başkenti olan APASAS’ın Ayasuluk Tepesi olduğu kabul görmektedir. M.Ö. 1900-560 yılları arasında Efes çevresindeki en önemli yerleşim yeri Ayasuluk Tepesi’ndeki kent veya kaledir. Çünkü Efes çevresinde bu döneme ilişkin buluntular şimdilik yoğun olarak Ayasuluk Tepesi ve bu yerleşmeye bağlı kült yeri olan Artemis Tapınağı’nda ortaya çıkmıştır. Lydia Kralı Kroisos Efes’i alıncaya kadar (M.Ö. 560) anakent konumundaki Ayasuluk Tepesi’ndeki yerleşme, Kroisos’un zorlamasıyla Artemis Tapınağı çevresindeki yeni yerine taşınmıştır. “II. Efes” olarak tanımlanan kent, şimdilik yüzeyden en az 4.00 m. derinde kazılmayı beklemektedir. M.Ö. 4. yüzyılda limanın dolmasıyla kent tekrar yer değiştirmiştir. Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında yeniden kurulan Helenistik Dönem kenti (III. Efes), Roma Çağı’nda Asia Eyaleti’nin başkenti olmuştur. Bu dönemde Ayasuluk Tepesi’nde Efes’in kuzey ve doğu bölgelerini kontrol eden askeri amaçlı bir kalenin varlığı, İç Kale çevresinde yapılan kazılarda bulunan sur duvarları ile netlik kazanmıştır. III. Efes, Geç Antik Çağ’da gerileme sürecine girmiş ve M.S. 7. yüzyılda limanın kullanılmaz hale gelmesiyle tekrar yer değiştirmiştir. IV. Efes, eski yeri olan Ayasuluk Tepesi’ne (I.Efes) taşınmıştır. Çünkü Ayasuluk Tepesi Hz. İsa’nın en sevdiği havarisi ve İncil yazarı Aziz Yuhanna-Yahya (St. Jean) Mezarı üzerine inşa edilen Hac Kilisesi ile yeniden önem kazanmıştır.
Ayasuluk (Aziz Yohannes Bazilikası) İzmir İli, Selçuk İlçe merkezinde yer alan ve uzun yıllar Efes Antik Kenti’nin son kurulduğu yer olarak bilinen Ayasuluk Tepesi’nde 1990 yılından sonra yapılan kazılar Efes’in tarihini tamamen değiştirmiştir. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanlı kolonistler tarafından kurulduğu varsayılan Efes’in çok daha önce Neolitik Çağ’da (M.Ö. 7000) var olduğu ve Ayasuluk Tepesi’nin Orta Tunç Çağ’dan (M.Ö. 2000) sonra İlk Efes yerleşmelerinden biri ve en önemlisi olduğu anlaşılmıştır. Hitit İmparatorluk Dönemi’nde Batı Anadolu’da Hititlere yarı bağımlı Arzawa-Mira Krallığı’nın başkenti olan APASAS’ın Ayasuluk Tepesi olduğu kabul görmektedir. M.Ö. 1900-560 yılları arasında Efes çevresindeki en önemli yerleşim yeri Ayasuluk Tepesi’ndeki kent veya kaledir. Çünkü Efes çevresinde bu döneme ilişkin buluntular şimdilik yoğun olarak Ayasuluk Tepesi ve bu yerleşmeye bağlı kült yeri olan Artemis Tapınağı’nda ortaya çıkmıştır. Lydia Kralı Kroisos Efes’i alıncaya kadar (M.Ö. 560) anakent konumundaki Ayasuluk Tepesi’ndeki yerleşme, Kroisos’un zorlamasıyla Artemis Tapınağı çevresindeki yeni yerine taşınmıştır. “II. Efes” olarak tanımlanan kent, şimdilik yüzeyden en az 4.00 m. derinde kazılmayı beklemektedir. M.Ö. 4. yüzyılda limanın dolmasıyla kent tekrar yer değiştirmiştir. Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında yeniden kurulan Helenistik Dönem kenti (III. Efes), Roma Çağı’nda Asia Eyaleti’nin başkenti olmuştur. Bu dönemde Ayasuluk Tepesi’nde Efes’in kuzey ve doğu bölgelerini kontrol eden askeri amaçlı bir kalenin varlığı, İç Kale çevresinde yapılan kazılarda bulunan sur duvarları ile netlik kazanmıştır. III. Efes, Geç Antik Çağ’da gerileme sürecine girmiş ve M.S. 7. yüzyılda limanın kullanılmaz hale gelmesiyle tekrar yer değiştirmiştir. IV. Efes, eski yeri olan Ayasuluk Tepesi’ne (I.Efes) taşınmıştır. Çünkü Ayasuluk Tepesi Hz. İsa’nın en sevdiği havarisi ve İncil yazarı Aziz Yuhanna-Yahya (St. Jean) Mezarı üzerine inşa edilen Hac Kilisesi ile yeniden önem kazanmıştır.
19 lokal ang nagrerekomenda
Ang Templo ng Artemis
No:12 Park İçi Yolu
19 lokal ang nagrerekomenda
Ayasuluk (Aziz Yohannes Bazilikası) İzmir İli, Selçuk İlçe merkezinde yer alan ve uzun yıllar Efes Antik Kenti’nin son kurulduğu yer olarak bilinen Ayasuluk Tepesi’nde 1990 yılından sonra yapılan kazılar Efes’in tarihini tamamen değiştirmiştir. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanlı kolonistler tarafından kurulduğu varsayılan Efes’in çok daha önce Neolitik Çağ’da (M.Ö. 7000) var olduğu ve Ayasuluk Tepesi’nin Orta Tunç Çağ’dan (M.Ö. 2000) sonra İlk Efes yerleşmelerinden biri ve en önemlisi olduğu anlaşılmıştır. Hitit İmparatorluk Dönemi’nde Batı Anadolu’da Hititlere yarı bağımlı Arzawa-Mira Krallığı’nın başkenti olan APASAS’ın Ayasuluk Tepesi olduğu kabul görmektedir. M.Ö. 1900-560 yılları arasında Efes çevresindeki en önemli yerleşim yeri Ayasuluk Tepesi’ndeki kent veya kaledir. Çünkü Efes çevresinde bu döneme ilişkin buluntular şimdilik yoğun olarak Ayasuluk Tepesi ve bu yerleşmeye bağlı kült yeri olan Artemis Tapınağı’nda ortaya çıkmıştır. Lydia Kralı Kroisos Efes’i alıncaya kadar (M.Ö. 560) anakent konumundaki Ayasuluk Tepesi’ndeki yerleşme, Kroisos’un zorlamasıyla Artemis Tapınağı çevresindeki yeni yerine taşınmıştır. “II. Efes” olarak tanımlanan kent, şimdilik yüzeyden en az 4.00 m. derinde kazılmayı beklemektedir. M.Ö. 4. yüzyılda limanın dolmasıyla kent tekrar yer değiştirmiştir. Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında yeniden kurulan Helenistik Dönem kenti (III. Efes), Roma Çağı’nda Asia Eyaleti’nin başkenti olmuştur. Bu dönemde Ayasuluk Tepesi’nde Efes’in kuzey ve doğu bölgelerini kontrol eden askeri amaçlı bir kalenin varlığı, İç Kale çevresinde yapılan kazılarda bulunan sur duvarları ile netlik kazanmıştır. III. Efes, Geç Antik Çağ’da gerileme sürecine girmiş ve M.S. 7. yüzyılda limanın kullanılmaz hale gelmesiyle tekrar yer değiştirmiştir. IV. Efes, eski yeri olan Ayasuluk Tepesi’ne (I.Efes) taşınmıştır. Çünkü Ayasuluk Tepesi Hz. İsa’nın en sevdiği havarisi ve İncil yazarı Aziz Yuhanna-Yahya (St. Jean) Mezarı üzerine inşa edilen Hac Kilisesi ile yeniden önem kazanmıştır.
isabey Camii İsabey Camii, Artemis Tapınağı ile St. Jean Kilisesi arasında, tepenin güneybatısında yer almaktadır. Bu konumuyla üç ayrı dinin sembollerinin bir üçgen arasında kalması anlamlıdır. Ve dünyada örneği yoktur. Camii 1375 yılında Aydınoğlu İsa Bey tarafından Şamlı Mimar Ali İbn-el Dımışkü’ye yaptırılmıştır. 51X57 m ölçülerindeki camide Efes’le Artemis Tapınağından bazı parçalar özellikle sütunlar kullanılmıştır. Taç kapı üzerinde yer alan kitabede Mehmet oğlu İsa Bey ve Mimar Dımışık’lı oğlu Ali’nin adları okunabiliyor. Camiinin ortasında şadırvan ı kapsayan revaklı avlu yer alır. Camiinin doğu ve batısı kapısının üstünde yükselen iki minareden doğuda olanı tamamen yıkılmış ve tek bir minare kalmıştır.
17 lokal ang nagrerekomenda
Moske ng Isa Bey
no:2 2040. Sk.
17 lokal ang nagrerekomenda
isabey Camii İsabey Camii, Artemis Tapınağı ile St. Jean Kilisesi arasında, tepenin güneybatısında yer almaktadır. Bu konumuyla üç ayrı dinin sembollerinin bir üçgen arasında kalması anlamlıdır. Ve dünyada örneği yoktur. Camii 1375 yılında Aydınoğlu İsa Bey tarafından Şamlı Mimar Ali İbn-el Dımışkü’ye yaptırılmıştır. 51X57 m ölçülerindeki camide Efes’le Artemis Tapınağından bazı parçalar özellikle sütunlar kullanılmıştır. Taç kapı üzerinde yer alan kitabede Mehmet oğlu İsa Bey ve Mimar Dımışık’lı oğlu Ali’nin adları okunabiliyor. Camiinin ortasında şadırvan ı kapsayan revaklı avlu yer alır. Camiinin doğu ve batısı kapısının üstünde yükselen iki minareden doğuda olanı tamamen yıkılmış ve tek bir minare kalmıştır.
St. John Kilisesi 12 havariden biri, en sevileni en genci… Hz. İsa’nın annesini emanet ettiği Aziz Yuhanna diğer adıyla St. John Theologos burada yaşadı, burada İncili yazdı hatta burada öldü. 37-38 yıllarında Efes’e geldiği bilinen St John Efes’te Hıristiyanlık inancını yaymak için uğraş verip cemaatine yeni inananları ekledi. Aziz Paulus da bir süre Efes’te kaldı daha sonra buradan ayrıldı. 67 yılında Aziz Pertus ile İncil’i vaaz etmeye başlayan St John, zamanın imparatoru Domitianus tarafından iki kez öldürülmek istendi ve her ikisinden de mucizevi şekilde kurtuldu. 81 yılına gelindiğinde Patmos Adası’na sürgüne gönderilen St John 95 yılında tekrar Efes’e döndü. Son yıllarını Efes’te (Ayasuluk Tepesi’nde) geçiren Aziz Yuhanna, kendi adıyla anılan İncil’i ve mektuplarını burada yazdı. Yaklaşık 100 yaşında burada öldü ve vasiyeti üzerine Ayasuluk Tepesi’ne gömüldü. Hıristiyanlığın yayılmaya başladığı 300 yıllarında mezarı üzerine bir Martyrion (Anıt Mezarı) yapıldı. Elli yıl kadar sonra bu anıt mezar ahşap çatılı bir bazilika (350 yılları) içine alındıysa da 6. Yüzyıl başındaki depremler nedeniyle kullanılamaz hale geldi. 527- 565 yılları arasında bu bazilikanın yerine İmparator Justinianus ve karısı Theodora tarafından haç planlı, kubbeli yeni bir kilise yaptırıldı. Efes Halkının 7. Yüzyıldan sonra tamamen Ayasuluk’a taşınması ile St. Jean Kilisesi Efes’teki eski Piskoposluk kilisesinin yerini alarak bir hac kilisesi olarak kabul edildi. O zamandan günümüze kadar Ortodoks camiası için çok önemli bir hac merkezi olarak kabul edilen St John Kilisesinde her yıl 8 Mayıs tarihinde (Azizler Yortusunda) Hıristiyan inancına göre St John’ın manevi huzurunda burada ayinler yapılır.
12 lokal ang nagrerekomenda
St. Jean Church
1 2013. Sk.
12 lokal ang nagrerekomenda
St. John Kilisesi 12 havariden biri, en sevileni en genci… Hz. İsa’nın annesini emanet ettiği Aziz Yuhanna diğer adıyla St. John Theologos burada yaşadı, burada İncili yazdı hatta burada öldü. 37-38 yıllarında Efes’e geldiği bilinen St John Efes’te Hıristiyanlık inancını yaymak için uğraş verip cemaatine yeni inananları ekledi. Aziz Paulus da bir süre Efes’te kaldı daha sonra buradan ayrıldı. 67 yılında Aziz Pertus ile İncil’i vaaz etmeye başlayan St John, zamanın imparatoru Domitianus tarafından iki kez öldürülmek istendi ve her ikisinden de mucizevi şekilde kurtuldu. 81 yılına gelindiğinde Patmos Adası’na sürgüne gönderilen St John 95 yılında tekrar Efes’e döndü. Son yıllarını Efes’te (Ayasuluk Tepesi’nde) geçiren Aziz Yuhanna, kendi adıyla anılan İncil’i ve mektuplarını burada yazdı. Yaklaşık 100 yaşında burada öldü ve vasiyeti üzerine Ayasuluk Tepesi’ne gömüldü. Hıristiyanlığın yayılmaya başladığı 300 yıllarında mezarı üzerine bir Martyrion (Anıt Mezarı) yapıldı. Elli yıl kadar sonra bu anıt mezar ahşap çatılı bir bazilika (350 yılları) içine alındıysa da 6. Yüzyıl başındaki depremler nedeniyle kullanılamaz hale geldi. 527- 565 yılları arasında bu bazilikanın yerine İmparator Justinianus ve karısı Theodora tarafından haç planlı, kubbeli yeni bir kilise yaptırıldı. Efes Halkının 7. Yüzyıldan sonra tamamen Ayasuluk’a taşınması ile St. Jean Kilisesi Efes’teki eski Piskoposluk kilisesinin yerini alarak bir hac kilisesi olarak kabul edildi. O zamandan günümüze kadar Ortodoks camiası için çok önemli bir hac merkezi olarak kabul edilen St John Kilisesinde her yıl 8 Mayıs tarihinde (Azizler Yortusunda) Hıristiyan inancına göre St John’ın manevi huzurunda burada ayinler yapılır.
ürkiye'deki en eski demiryolu hattı olan İzmir-Aydın Demiryolu hattının eski bir kısmı üzerinde, Çamlık mahallesi yakınında kurulmuştur. Müze, ünlü Efes Antik Kenti'ne çok yakındır.İzmir'den Aydın'a giden demiryolu hattı yeniden düzenlenirken, demiryolunun bir kısmı ve Çamlık Tren İstasyonu kullanıma kapatıldı. Müze için kapatılan istasyon alanı kullanıldı. Müzenin hazırlanmasına 1991 yılında başlanıldı ve 1997 yılında tamamlandı. Müze için 1866'da inşa edilen orijinal demiryolu hattı kullanıldı. Arsa, binalar ve lokomotif koleksiyonları tamamen TCDD'nin mülkiyetindedir ancak müzeyi 99 yıllığına Atilla Mısırlıoğlu yönetmektedir. Mısırlıoğlu eskiden Çamlık Tren İstasyonu'nda çalışmış bir sinyal memurunun oğludur.
Train Muzeu
No:53 İzmir Aydın Yolu
ürkiye'deki en eski demiryolu hattı olan İzmir-Aydın Demiryolu hattının eski bir kısmı üzerinde, Çamlık mahallesi yakınında kurulmuştur. Müze, ünlü Efes Antik Kenti'ne çok yakındır.İzmir'den Aydın'a giden demiryolu hattı yeniden düzenlenirken, demiryolunun bir kısmı ve Çamlık Tren İstasyonu kullanıma kapatıldı. Müze için kapatılan istasyon alanı kullanıldı. Müzenin hazırlanmasına 1991 yılında başlanıldı ve 1997 yılında tamamlandı. Müze için 1866'da inşa edilen orijinal demiryolu hattı kullanıldı. Arsa, binalar ve lokomotif koleksiyonları tamamen TCDD'nin mülkiyetindedir ancak müzeyi 99 yıllığına Atilla Mısırlıoğlu yönetmektedir. Mısırlıoğlu eskiden Çamlık Tren İstasyonu'nda çalışmış bir sinyal memurunun oğludur.
Efes’in Tarihi Efes kentinin ilk kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına, kadar inmektedir. Son yıllarda yapılan araştırma ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi’nde Tunç çağları ve Hittitlere ait yerleşimler saptanmıştır. Hititler Döneminde kentin adı Apasas'tır. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanistan'dan gelen göçmenlerin de yaşamaya başladığı liman kenti Efes, M.Ö. 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşınmıştır. Buradaki Efes ise, Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Hellenistik ve Roma dönemlerinde en görkemli zamanlarını yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200.000 kişilik nüfusa sahipti. Hadrianus Tapınağı İmparator Hadrianus adına, M.S. 118-138 yıllarında P. Quintilis tarafından anıt tapınak olarak Varius Hamamı kompleksi içine, Kuretler Caddesi’ne dönük inşa ettirilmiştir. Korinth düzenlidir. Alınlığında Şehir ve Şans Tanrıçası Tike’nin kabartması yer alır. Efes'in kuruluş efsanesinin işlendiği frizlerin orijinalleri Efes Müzesi’nde sergilenmektedir. Sütunların önündeki yazılı heykel kaideleri Dioklotian, Maksimian, Constantius Cholorus ve Galerius’un bronz heykellerine aittir. Yamaç Evler Bülbül Dağı eteklerindeki teraslar üzerine yapılmış evlerde kentin zenginleri oturuyordu. Evler açık peristil bir avlu etrafına iki katlı olarak inşa edilmiştir. İlk inşa tarihi M.S. 1. yüzyıl olarak belirlenen evler, daha sonraki yıllarda çeşitli ilave değişikliklerle şehir terk edilene kadar kullanılmıştır. Evlerin tabanları mozaikler, duvarları mermer kaplama ve fresklerle dekore edilmiştir. Evlerin içinde çeşmeler ve yerden merkezi ısıtma sistemleri bulunmaktaydı.
170 lokal ang nagrerekomenda
Efes Antik Kenti
Efes Harabeleri
170 lokal ang nagrerekomenda
Efes’in Tarihi Efes kentinin ilk kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına, kadar inmektedir. Son yıllarda yapılan araştırma ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi’nde Tunç çağları ve Hittitlere ait yerleşimler saptanmıştır. Hititler Döneminde kentin adı Apasas'tır. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanistan'dan gelen göçmenlerin de yaşamaya başladığı liman kenti Efes, M.Ö. 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşınmıştır. Buradaki Efes ise, Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Hellenistik ve Roma dönemlerinde en görkemli zamanlarını yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200.000 kişilik nüfusa sahipti. Hadrianus Tapınağı İmparator Hadrianus adına, M.S. 118-138 yıllarında P. Quintilis tarafından anıt tapınak olarak Varius Hamamı kompleksi içine, Kuretler Caddesi’ne dönük inşa ettirilmiştir. Korinth düzenlidir. Alınlığında Şehir ve Şans Tanrıçası Tike’nin kabartması yer alır. Efes'in kuruluş efsanesinin işlendiği frizlerin orijinalleri Efes Müzesi’nde sergilenmektedir. Sütunların önündeki yazılı heykel kaideleri Dioklotian, Maksimian, Constantius Cholorus ve Galerius’un bronz heykellerine aittir. Yamaç Evler Bülbül Dağı eteklerindeki teraslar üzerine yapılmış evlerde kentin zenginleri oturuyordu. Evler açık peristil bir avlu etrafına iki katlı olarak inşa edilmiştir. İlk inşa tarihi M.S. 1. yüzyıl olarak belirlenen evler, daha sonraki yıllarda çeşitli ilave değişikliklerle şehir terk edilene kadar kullanılmıştır. Evlerin tabanları mozaikler, duvarları mermer kaplama ve fresklerle dekore edilmiştir. Evlerin içinde çeşmeler ve yerden merkezi ısıtma sistemleri bulunmaktaydı.
ntik dünyanın en önemli kehanet merkezlerinden biri olan Didyma Apollon Tapınağı, Aydın İli, Didim ilçesi kent merkezinde yer almaktadır. İyon’ya kent devletlerini oluşturan Efes, Priene gibi önemli kentlerin kehanet merkezliğini yapan Apollon Tapınağı’nın asıl bağlı olduğu Miletos Antik Kenti’nin kutsal alanıydı. Didyma aslında bir antik kent değil, kutsal bir mahaldir. Didyma ile ilgili ilk yazılı kaynak Herodot’tur. Heredot’un da dediği gibi; Büyük İskender’in Miletos’u almasıyla, tapınak yönetimini Miletos kentine veren Büyük İskender, bu davranışından ötürü yöre halkı tarafından Zeus’un oğlu olarak ilan edilmiştir. İskeder’in yardımlarıyla da tapınak bugünkü halini almıştır. Tapınağın bugünkü halinden biraz bahsedecek olursak, dört yanından basamaklarla çıkılan bir platform üzerinde çift sıra oturtulmuş 124 sütunla çevrelenmiştir. Tapınak M.Ö 494’te, Miletos’a saldıran Pers ordusu tarafından tahrip edilmiştir. Yeniden yapımı ise Büyük İskender’in bölgeyi Pers hakimiyetinden kurtarmasıyla başlar. İnşası M.S. 2. yüzyıl ortalarına dek süren görkemli tapınak, tam olarak bitirilememiştir. Yeniden inşasında bugünkü formunu alan tapınağın boyutları yaklaşık 109 x 51 metredir. Yapının ortasında bulunan, zamanında yalnızca rahip ve kâhinlerin girebildikleri 53 x 21 m. boyutlarındaki “Sella Kutsal Alanı”, günümüzde konser ve sanat organizasyonlarına ev sahipliği yapmaktadır. Didim’in sembollerinden biri haline gelen meşhur Medusa figürü tapınak bahçesinin girişinde yer almaktadır.
34 lokal ang nagrerekomenda
Templo ng Apollo
34 lokal ang nagrerekomenda
ntik dünyanın en önemli kehanet merkezlerinden biri olan Didyma Apollon Tapınağı, Aydın İli, Didim ilçesi kent merkezinde yer almaktadır. İyon’ya kent devletlerini oluşturan Efes, Priene gibi önemli kentlerin kehanet merkezliğini yapan Apollon Tapınağı’nın asıl bağlı olduğu Miletos Antik Kenti’nin kutsal alanıydı. Didyma aslında bir antik kent değil, kutsal bir mahaldir. Didyma ile ilgili ilk yazılı kaynak Herodot’tur. Heredot’un da dediği gibi; Büyük İskender’in Miletos’u almasıyla, tapınak yönetimini Miletos kentine veren Büyük İskender, bu davranışından ötürü yöre halkı tarafından Zeus’un oğlu olarak ilan edilmiştir. İskeder’in yardımlarıyla da tapınak bugünkü halini almıştır. Tapınağın bugünkü halinden biraz bahsedecek olursak, dört yanından basamaklarla çıkılan bir platform üzerinde çift sıra oturtulmuş 124 sütunla çevrelenmiştir. Tapınak M.Ö 494’te, Miletos’a saldıran Pers ordusu tarafından tahrip edilmiştir. Yeniden yapımı ise Büyük İskender’in bölgeyi Pers hakimiyetinden kurtarmasıyla başlar. İnşası M.S. 2. yüzyıl ortalarına dek süren görkemli tapınak, tam olarak bitirilememiştir. Yeniden inşasında bugünkü formunu alan tapınağın boyutları yaklaşık 109 x 51 metredir. Yapının ortasında bulunan, zamanında yalnızca rahip ve kâhinlerin girebildikleri 53 x 21 m. boyutlarındaki “Sella Kutsal Alanı”, günümüzde konser ve sanat organizasyonlarına ev sahipliği yapmaktadır. Didim’in sembollerinden biri haline gelen meşhur Medusa figürü tapınak bahçesinin girişinde yer almaktadır.
8500 YILLIK YOLCULUK Efes Müzesinde Hellenistik ve Roma Dönemleri’nde en görkemli zamanlarını yaşayan Efes, kentin en eski yerleşim izlerini taşıyan Çukuriçi Höyük, antik dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen Artemis Tapınağı kalıntılarının yer aldığı Artemision, İncil yazarı St Jean’ın mezarının da bulunduğu St Jean Kilisesi, Ayasuluk Tepesi’nde yer alan kale ve Belevi Mezar Anıtı ile yakın çevrede yapılan kazılardan ortaya çıkarılmış eserler müzede sergilenmektedir. Müzede eserler tematik olarak sergilenmektedir. Salonlar, girişte Bilgilendirme Salonu olmak üzere Çeşme Buluntuları, Yamaç Evler Buluntuları, Sikkeler, Çağlar Boyu Efes, Orta Bahçe, Kybele Kültü, Artemis Tapınağı Buluntuları, Efes Artemisi ve İmparator Kültü olarak farklı konular ve buluntu gruplarına göre düzenlenmiştir. MARCUS AURELİUS Roma İmparatoru ve Stoacı filozof Marcus Aurelius , kaliteli beyaz mermerden ince bir işçilikle yapılmıştır. Sağ omzunda bir fibula ile tutturulan Paludamentum giymiş imparatorun alnındaki kırışıklıklar belirgindir. Eserin arkası işlenmeden bırakılmıştır. Yamaç Evler Salonun da yer alan eser, Roma Dönemi MS 2.yy a aittir. EROS BAŞI Beyaz, oldukça kaliteli mermerden yapılmış ve ince bir işçiliğe sahip Eros Başı boyundan kırıktır. Baş hafif sağa doğru eğiktir ve bu duruş, Eros’un elinde tuttuğu yaya baktığını göstermektedir. Yüzde masum, çocuksu bir ifade vardır. Saçlar bukleli ve ortada arkaya doğru toplanmıştır. Eser Arkaik Dönem’in ünlü heykeltraşlarından Lysippos’un MÖ 330-320 yılları arasında yaptığı “yayını geren eros” heykelinin bir kopyasıdır. DİNLENEN SAVAŞÇI Mermerden yapılan eser; yarı uzanmış vaziyette çıplak olarak betimlenmiş genç bir savaşçıdır. Heykelin vücut ağırlığı bir kaya üzerine yaslanan sol kola verilmiştir. Dalgalı saçları alın üstünden bir bantla tutturulan savaşçının yüzünde sakin bir ifade vardır. Kolunda bir kalkan elinde ise bir kılıç tuttuğu görülmektedir. Sol bacak dizden geriye doğru bükülürken sağ bacak dizden kırılarak öne doğru uzatılmıştır. Eser Polio Çeşmesi’nde yapılan kazılarda bulunmuştur BÜYÜK ARTEMİS HEYKELİ Artemis Anadolu’nun Prehistorik çağlardan beri ana tanrıçası olan Kybele ile bütünleşmiş özellikler sergiler. Başındaki yüksek polos tapınak formunda ve üç katlıdır. Kulaklarında küpeleri, boynunda inci kolye, göğsünün altında dört sıra halinde bereket ve doğurganlıkla ilgili yumrular görülür. Artemis’in belinde dört parçalı rozet ve Efes’in simgesi olan arı motifleriyle bezenmiş ince bir kuşak vardır. Her dikdörtgen içinde aslan, koç, geyik, grifon, arı gibi figürler yerleştirilmiştir.
59 lokal ang nagrerekomenda
Museo ng Archaeological ng Ephesus
No: 26 Uğur Mumcu Sevgi Yolu
59 lokal ang nagrerekomenda
8500 YILLIK YOLCULUK Efes Müzesinde Hellenistik ve Roma Dönemleri’nde en görkemli zamanlarını yaşayan Efes, kentin en eski yerleşim izlerini taşıyan Çukuriçi Höyük, antik dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen Artemis Tapınağı kalıntılarının yer aldığı Artemision, İncil yazarı St Jean’ın mezarının da bulunduğu St Jean Kilisesi, Ayasuluk Tepesi’nde yer alan kale ve Belevi Mezar Anıtı ile yakın çevrede yapılan kazılardan ortaya çıkarılmış eserler müzede sergilenmektedir. Müzede eserler tematik olarak sergilenmektedir. Salonlar, girişte Bilgilendirme Salonu olmak üzere Çeşme Buluntuları, Yamaç Evler Buluntuları, Sikkeler, Çağlar Boyu Efes, Orta Bahçe, Kybele Kültü, Artemis Tapınağı Buluntuları, Efes Artemisi ve İmparator Kültü olarak farklı konular ve buluntu gruplarına göre düzenlenmiştir. MARCUS AURELİUS Roma İmparatoru ve Stoacı filozof Marcus Aurelius , kaliteli beyaz mermerden ince bir işçilikle yapılmıştır. Sağ omzunda bir fibula ile tutturulan Paludamentum giymiş imparatorun alnındaki kırışıklıklar belirgindir. Eserin arkası işlenmeden bırakılmıştır. Yamaç Evler Salonun da yer alan eser, Roma Dönemi MS 2.yy a aittir. EROS BAŞI Beyaz, oldukça kaliteli mermerden yapılmış ve ince bir işçiliğe sahip Eros Başı boyundan kırıktır. Baş hafif sağa doğru eğiktir ve bu duruş, Eros’un elinde tuttuğu yaya baktığını göstermektedir. Yüzde masum, çocuksu bir ifade vardır. Saçlar bukleli ve ortada arkaya doğru toplanmıştır. Eser Arkaik Dönem’in ünlü heykeltraşlarından Lysippos’un MÖ 330-320 yılları arasında yaptığı “yayını geren eros” heykelinin bir kopyasıdır. DİNLENEN SAVAŞÇI Mermerden yapılan eser; yarı uzanmış vaziyette çıplak olarak betimlenmiş genç bir savaşçıdır. Heykelin vücut ağırlığı bir kaya üzerine yaslanan sol kola verilmiştir. Dalgalı saçları alın üstünden bir bantla tutturulan savaşçının yüzünde sakin bir ifade vardır. Kolunda bir kalkan elinde ise bir kılıç tuttuğu görülmektedir. Sol bacak dizden geriye doğru bükülürken sağ bacak dizden kırılarak öne doğru uzatılmıştır. Eser Polio Çeşmesi’nde yapılan kazılarda bulunmuştur BÜYÜK ARTEMİS HEYKELİ Artemis Anadolu’nun Prehistorik çağlardan beri ana tanrıçası olan Kybele ile bütünleşmiş özellikler sergiler. Başındaki yüksek polos tapınak formunda ve üç katlıdır. Kulaklarında küpeleri, boynunda inci kolye, göğsünün altında dört sıra halinde bereket ve doğurganlıkla ilgili yumrular görülür. Artemis’in belinde dört parçalı rozet ve Efes’in simgesi olan arı motifleriyle bezenmiş ince bir kuşak vardır. Her dikdörtgen içinde aslan, koç, geyik, grifon, arı gibi figürler yerleştirilmiştir.

Yemek ortamı

Kuşadası Mutfağı Türkiye’nin en büyük 3. limanı olan Kuşadası turizm merkezi olma özelliğiyle gündeme gelmektedir. Yıllardır akan turist trafiği bu bölgeyi popüler hale getirmiştir. Aydın’ın sevilen, canlı ve popüler ilçesi olan Kuşadası, her sene yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen güzel hatıralar yaşatan bir bölgedir. Eğer siz de kendinize hoş bir tatil hediye etmek isterseniz Kuşadası’nı güvenle tercih edebilirsiniz. Antik Yunan’dan kalan eserler, girilmesi gereken temiz plajlar, denenmesi gereken yöresel yemekler ve daha da ötesi için sizlere faydalı bir yazı hazırladık. Kuşadası’na gittiğinizde hiç zorlanmadan şehir turu yapabilirsiniz. Çünkü bu satırlarda gününüzü gün edecek Kuşadası kahvaltı yerleri ve eğlence noktaları önerildi. Acıktığınız anda Kuşadası ne yenir diye düşünmeyeceksiniz. Sizlere en sevilen mekanları adresleriyle beraber öneriyoruz. Renkli sokaklarıyla, eğlenceli akşamlarıyla, vur patlasın çal oynasın tekne turlarıyla unutamayacağınız bir Kuşadası gezisi sizi bekliyor. Hem yiyerek hem de eğlenerek tatil yapmak isteyenler bu bilgileri bir köşeye not etmeli!
99 lokal ang nagrerekomenda
Kuşadası
99 lokal ang nagrerekomenda
Kuşadası Mutfağı Türkiye’nin en büyük 3. limanı olan Kuşadası turizm merkezi olma özelliğiyle gündeme gelmektedir. Yıllardır akan turist trafiği bu bölgeyi popüler hale getirmiştir. Aydın’ın sevilen, canlı ve popüler ilçesi olan Kuşadası, her sene yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen güzel hatıralar yaşatan bir bölgedir. Eğer siz de kendinize hoş bir tatil hediye etmek isterseniz Kuşadası’nı güvenle tercih edebilirsiniz. Antik Yunan’dan kalan eserler, girilmesi gereken temiz plajlar, denenmesi gereken yöresel yemekler ve daha da ötesi için sizlere faydalı bir yazı hazırladık. Kuşadası’na gittiğinizde hiç zorlanmadan şehir turu yapabilirsiniz. Çünkü bu satırlarda gününüzü gün edecek Kuşadası kahvaltı yerleri ve eğlence noktaları önerildi. Acıktığınız anda Kuşadası ne yenir diye düşünmeyeceksiniz. Sizlere en sevilen mekanları adresleriyle beraber öneriyoruz. Renkli sokaklarıyla, eğlenceli akşamlarıyla, vur patlasın çal oynasın tekne turlarıyla unutamayacağınız bir Kuşadası gezisi sizi bekliyor. Hem yiyerek hem de eğlenerek tatil yapmak isteyenler bu bilgileri bir köşeye not etmeli!

Semtler

Nasıl gidilir? Aydın merkeze 71 km ve İzmir’e 90 km mesafede bulunan Kuşadası’nın İstanbul’a uzaklığı ise 570 km’dir. Ankara’ya 647 km uzaklıkta olan ilçenin nüfus yoğunluğu fazla olan bu şehirlere yakınlığı nedeniyle ulaşım oldukça kolay ve çeşitlidir. Kuşadası’na yılın her döneminde İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi pek çok şehirden şehirlerarası otobüslerle ulaşmak mümkündür. Yaz mevsimi dışında kalan zamanlarda sefer sayısı azalsa da Kuşadası’na her mevsimde şehirlerarası otobüs seferi bulunmaktadır. Eğer İzmir’den Kuşadası’na ulaşmak isterseniz, İzmir Otogarı’ndan Pamukkale ve Kamil Koç Turizm’in Kuşadası’na sık sık düzenlediği seferleri tercih edebilirsiniz. İSTANBUL’DAN ULAŞIM İstanbul’ dan Kuşadası’na ulaşmak için aşağıdaki güzergah önerilebilir; İstanbul- Bursa – Balıkesir- Manisa -İzmir –Selçuk – Kuşadası ANKARADAN ULAŞIM Ankara’ dan Kuşadası’na ulaşmak için aşağıdaki iki güzergahı izleyebilirsiniz. 1. Güzergah: Ankara – Uşak– Manisa – İzmir – Selçuk- Kuşadası 2. Güzergah : Ankara – Afyon- Denizli–Aydın–Kuşadası İZMİR’ DEN ULAŞIM 1-İzmir’den otbobandan önce Selçuk’a sonra Kuşadası’na ulaşabilirsiniz. 2.Gaziemir yönünden Menderes veya Torbalı üzerinden ulaşabilirsiniz. OTOBÜS İLE Kuşadası’na Türkiye’nin her yerinden direk şehirler arası otobüs servisi vardır. HAVAYOLU İLE En yakın hava alanı İzmir Havaalanı’dır. Bunun dışında Kuşadası’na ulaşmak için yerli ve/ veya yabancı turistler Bodrum ve Dalaman Havaalanını da kullanmaktadır. Kuşadası’nın İzmir Havaalanı’na uzaklığı 95 km’dir. Bodrum Havaalanı’na uzaklığı 185 km’dir. Dalam Havaalanına uzaklığı ise 260 km’dir.
99 lokal ang nagrerekomenda
Kuşadası
99 lokal ang nagrerekomenda
Nasıl gidilir? Aydın merkeze 71 km ve İzmir’e 90 km mesafede bulunan Kuşadası’nın İstanbul’a uzaklığı ise 570 km’dir. Ankara’ya 647 km uzaklıkta olan ilçenin nüfus yoğunluğu fazla olan bu şehirlere yakınlığı nedeniyle ulaşım oldukça kolay ve çeşitlidir. Kuşadası’na yılın her döneminde İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi pek çok şehirden şehirlerarası otobüslerle ulaşmak mümkündür. Yaz mevsimi dışında kalan zamanlarda sefer sayısı azalsa da Kuşadası’na her mevsimde şehirlerarası otobüs seferi bulunmaktadır. Eğer İzmir’den Kuşadası’na ulaşmak isterseniz, İzmir Otogarı’ndan Pamukkale ve Kamil Koç Turizm’in Kuşadası’na sık sık düzenlediği seferleri tercih edebilirsiniz. İSTANBUL’DAN ULAŞIM İstanbul’ dan Kuşadası’na ulaşmak için aşağıdaki güzergah önerilebilir; İstanbul- Bursa – Balıkesir- Manisa -İzmir –Selçuk – Kuşadası ANKARADAN ULAŞIM Ankara’ dan Kuşadası’na ulaşmak için aşağıdaki iki güzergahı izleyebilirsiniz. 1. Güzergah: Ankara – Uşak– Manisa – İzmir – Selçuk- Kuşadası 2. Güzergah : Ankara – Afyon- Denizli–Aydın–Kuşadası İZMİR’ DEN ULAŞIM 1-İzmir’den otbobandan önce Selçuk’a sonra Kuşadası’na ulaşabilirsiniz. 2.Gaziemir yönünden Menderes veya Torbalı üzerinden ulaşabilirsiniz. OTOBÜS İLE Kuşadası’na Türkiye’nin her yerinden direk şehirler arası otobüs servisi vardır. HAVAYOLU İLE En yakın hava alanı İzmir Havaalanı’dır. Bunun dışında Kuşadası’na ulaşmak için yerli ve/ veya yabancı turistler Bodrum ve Dalaman Havaalanını da kullanmaktadır. Kuşadası’nın İzmir Havaalanı’na uzaklığı 95 km’dir. Bodrum Havaalanı’na uzaklığı 185 km’dir. Dalam Havaalanına uzaklığı ise 260 km’dir.